- utanmak
- utanmak, I, 199, 291bkz: uwutlanmak
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
utanmak — nsz 1) Onursuz sayılacak veya gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duymak, korkmak, mahcup olmak Düğün sofrasında kendisinden başka böyle çatal tutanı göremeyince pek utandı. A. Gündüz 2) den Sıkılmak Hayır, edebiyattan değil, karşısında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ar etmek — utanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahcup olmak — utanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ir bolmak — utanmak, I, 36 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
edep etmek — utanmak, sıkılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hicap duymak (veya etmek) — utanmak Kalem aldın kaşlarını çatmaya / Hicap ettim adın sual etmeye. Dadaloğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
teeddüp etmek — utanmak, sıkılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
utanç duymak — utanmak Bundan utanç duyuyor, utanılacak pek az şey yapan birisi olarak da gerginleşiyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
önüne bakmak — utanmak, utancından cevap vermemek Yeni gelen, birkaç dakika sustuktan, önüne baktıktan sonra birdenbire söylenmeye başladı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzü kızarmak — utanmak Boynundan bir kese çıkardı fakat içine bakmadan ani bir fikirle yüzü kızardı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük